27 Haziran 2020

Sus artık

   
Umutsuz insanlar da gereklidir hayatta. Herkesin her şeye olumlu baktığı bir toplumda kimler kimleri güdecek söyler misiniz? Köprüden atlama karanlığına ulaşacak kadar olmasa da, gölgeler içinde yaşayabilir bir insan. Hayat sadece kırlarda gezecek ve bulutları seyredecek aydınlık sahnelerden oluşmuyor ve oluşmamalı da zaten. 

Herkes birilerine pembe dünyalar vaat ediyor ve “gerçekten isteyin yeter” klişesiyle de kaşeliyorlar sözüm ona bu olumlamalarını. Bu tarz insanlar zifiri karanlığın içine düşmemişler henüz. O karanlığa düşün, zifte bulanmış olarak bakın bakalım güneşe ne göreceksiniz. O karanlığa düşenler o karanlıkta kalırlar ve o renksiz gri dünyada usulen nefes alıp verirler. 

Olumlama yapanlara soracaksın; ne derece karanlığa düşmüş daha öncesinde. Gri hayat sahnesi bile çıkmaz anlattıklarından emin olun. Zira gerçek karanlığa düşmüş kişinin, kimseye olumlama meramı da olmaz. 

Ucuz bilge adam görüntülerini bırakın artık. Eskiden bilgi kitaplardaydı, kitaplar da kütüphanelerde. Şimdi insanlar, hafızalarına bilgi yüklemeyi hamallık görüyor doğru veya yanlış. Zira istediği her bilgiye saniyeler içerisinde ulaşabiliyor. Yani sizin bilgeliğinize kimsenin ihtiyacı yok. On sene önce, best seller olmuş birkaç marketing veya kişisel gelişim kitabı okumuş olmak size uzman görüntüsü verirdi. Artık vermez, üzgünüm. 

Söylenmemiş söyleyecek bir şeyin var mı Arkadaş? Süz bakalım kendini var mı? Yoksa, sus artık. Sus ve haddini bil.