Yıllar içinde her zaman değişime uğramıştır güzellik standartları. Ama güzelliğin etkileri olumlu ya da olumsuz tarih boyunca hiç değişmemiştir. Güzellik görecelidir derler ama etkileri genelde pek de öyle değildir.
Güzellik, zeka, bilgi ve yetenek ile birleştiğinde tarihini akışını değiştirebilecek, Hürrem’leri ya da Josephine’leri bir abide gibi karşımıza diker. Onlar gibiler için güzellik, sadece bir giriş biletidir, sonrasında zekâ devreye girer ve dünyayı kuzey kutbundan delip güney kutbundan çıkacak güce bile sahip olabilirler.
Bir de güzelliğinin altında ezilip kalanlar vardır ki bunlar giriş biletini elde etseler de içeri girdikten sonra ortamda sırıtmaya başlarlar.Markalar imdatlarına yetişir ve kişisel eksikliklerini, marka takılar, çantalar, giysiler ya da parfümlerle tamamlamaya çabalarlar.
Güzelliği ile kapıları rahat açabilme lüksü, bireysel gelişim ve kültürel birikimde bu şahısları geriye atar. Başkalarının müspet başarı ya da kademeli sınavlar sonucu geleceği noktalara, görüntüsü sayesinde daha kolayca gelebildiği için ek bir kültürel donanıma ihtiyaç duymaz güzeller.
Güzellik farkında olmadıkları bir korku olmaya başlar yıllar geçtikçe. Onu kaybetmek varlıklarını kaybetmek gibidir ve var olmaya devam edebilmek için onu yaşatmaya çabalarlar. Yaşlandıkları günlerde gençlik resimleri nostalji etkisi yaratmaz güzeller için. Onlar acı çekerler servetlerini kaybetmiş gibi.
Gençliklerinde de gerçek aşkı nadir bulabilirler. Çok beğenildikleri ve ilgi gördükleri için gerçek seveni algılamada yanılırlar çoğu zaman. Ruhuna eş olanı değil güzelliğine değeri verebilecek olanı tercih ederler.
Güzeller yalnız insanlardır her ne kadar her ortamda görünseler de. Onlara bakanların, onlara lütuf olarak verildiğini düşündüğü güzellikleri, kendi iç dünyalarında bir cezaya dönüşür fark etseler de, etmeseler de.