suret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
suret etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

06 Haziran 2010

Sıfır Ego Yoktur

Oldum olası sevmem ''güzel bir sabah idi'' diye başlayan cümleleri ve paragrafları. Pek samimi gelmez bana. Gecenin karanlığından güneşe kavuşan her gün ve sabah güzeldir görebilene.


Buna benzer bir durumda ''çok dürüst bir adamdı'' cümlesinde var. Adam dürüst hem de çok dürüst. Birisi bana dürüstlüğün azı nasıl oluyor açıklayabilir mi acaba? 

Bir adam ya dürüsttür ya da değil. Azı çoğu olmaz. Bunun gibi birçok anlam karmaşalarıyla iç içe yaşıyoruz. Yaşamak zorundayız.

Herkesin su gibi berrak ve duru olduğunu, bir filozof edasıyla yaşama baktığını düşünsenize. Ve ya bir ormanda her canlının aslan, ya da her canlının bir antilop olduğunu düşünsenize. Sanırım hiç belgesel film çekilmez idi.

Hepimiz aynı kişiye usanmadan, ya da farkında olmadan, ya da istemeden hep yalan söyleriz. Birçok kişiden, onlara yalan söylemekten çekinmemize rağmen, o kişiden hiçbirimiz çekinmeyiz. O kişi kendimiz iz, maalesef. Bize en çok zarar veren yine biziz.


Dünyanın dönmesini sağlayan kuvvettin kaynağını açıklamak hala çok zor ama insanlığın teknoloji ve bilimsel olarak gelişirken, insani olarak ilkelleşiyor olmasının kaynağını ‘Ego’ olarak tanımlayabiliriz sanırım.

Peki ideal yaşam ortamı, hiçbir insanın egosunun kontrolünde olmadığı bir toplum mudur?


Zihnimde bile canlandıramıyorum; egosuz bir toplum?

Böyle bir toplum ki tüm dünya genelinde olsa, sanırım yaşantımızdan direk eksilecek ve yaşam standartlarımızı direk değiştirecek başlıca kavramlar, sanat ve bilim olacaktır.


Daha birçok kavramın eksileceği kurgusunu artık siz oluşturabilirsiniz. Ama sadece sanat ve bilim yokluğu var sayıldığında esasında egonun gerekliliğini algılamış oluyoruz.

Büyük fetihlerin, büyük buluşların, büyük bestelerin ve büyük edebi eserlerin kaynağı egodur.


Kendi egosunu, kendi kölesi yapıp yok etmiş, büyük filozoflardan Mevlana’nın, Mesnevi’sinde bile gizli bir ego vardır.

Yaratana yaratılmışın aşkını sunuşunda bile kısmen ego vardır. Zira o aşkı sunuşun ucunda, Yaratılan tarafından daha çok sevilebilmek arzusu vardır.

Sevmek bile karşıdan sevilmek beklentisini getiren bir egodur. Varın siz düşünün, sıfır ego ile yaşayan biri var olabilir mi?



15 Mayıs 2010

Öfken Var ise...

Nedense öfkeli anlarımdan sonra çok yorulmuştur bedenim en az ruhum kadar. Yorulmak yada yıpranmak; adını siz koyun. Kendi kendimizi eskitmek zorundayız yenilerimiz arkamızdan yer alsın diye.

Bu sahnede olmaya sevdalı amma çok insan suretinde canlılar var. Bilmiyorlar ki, sahnede olmak zamanla insan olmaktan, insanların eğlencesi bir maymun olmaya götürebilir sizi.  Ama yine de fıtratlarını keşfedememiş canlıların,  kurban olduğu bir meydandır burası.

Öfkenin kaynağı var oluşta değil var olma isteğindedir aslında. Var oluşuyla yetinmeyip kendini kendince var etme arzusundaki sekmelerden kaynaklanır öfkeler.

Kendine ulaşamamış yada ulaştığı kendinden ürküp uzaklaşmak isteyen şahsiyetlerin ürünüdür öfke. Öfken var ise, nedenlerin vardır kendince seni azat ettiren. Fakat bilmelisin ki,  seni azat edecek,  sen olamazsın bu hayatta ve sonrasında.

Keşif bitmez kendi ruh katmanlarında. Fidan sandığın günahların, koca bir çınar halinde yoluna çıktığında, görürsün ki o koca çınarın gölgesine bir karınca bile sığamaz.

Büyüklüğün küçüklüğüyle tanışmış olmak ne acı vericidir.

Zalim olmak sadece karşınızdaki insana hitaben olmaz.

Kendi zalimliğimizin en büyük kurbanı kendimizizdir aslında.

Kendimize söylediğimiz yalanların sayısı kadar, başka hangi tek şahsa yalan söylemiş olabiliriz ki?