kadın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kadın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Mayıs 2021

Erkek kafası


Kadın doğmak

doğuştan azize olmak

Anlamaz her erkek kafası

Anam anam der

ama ana olan

her kadını

bir görmez erkek kafası

Aşığım diye bir kadına yalvarır

her kadının bir seveni var

anlamaz erkek kafası

Namusuna laf söyletmez

gözleri tüm kadınları gezer

utanmaz erkek kafası.

Kadın emanettir Yaratandan

Kutsaldır, mabettir

anlamaz her erkek kafası

Mutlu kadınla

hayat mutludur

Bilir ama 

bilmezden gelir erkek kafası.

 

16 Eylül 2012

Kadının Celladın Olursa




Teslimiyetin verdiği huzur ne benzersizdir; koşulsuz teslimiyet. İncinme korkusu olmaksızın teslimiyet. Zaten bir endişenin olduğu yerde teslimiyet tam anlamı ile yoktur. 

Kadın olmanın tabiatında vardır teslimiyet. Ama aynı zamanda şüphenin de sık demirlediği bir limandır kadın. Dolayısıyla tam bir teslimiyet gerçek aşktır diyebiliriz kadın için. 


Şüphelerin nefes alıp verdiği bir beraberlikte, bedenler birbirine teslim görünse de ruhlar sorgular demlerde yaşar aşkları. Koşulsuz teslimiyeti yaşayamayan ruhlar, buldukları aşk kırıntıları ile avutarak sularlar gönül bahçelerini.

Bir erkek, muhteşem bir teslimiyet ile bir aşk yaşamak istiyor ise, öncelikle sevdiği kadının kalbinde olan tüm şüpheleri yok etmelidir. 


Kadın, erkeğe bir şüphesi varmış edası sergilemeyebilir ama akıllı erkek, kadının doğasında var olan şüphelerin kendisi için geçerli olduğunun farkında olmalıdır. Erkek, kadının bu doğal şüphelerini, onun zihninin derinliklerinden henüz dışarı çıkmadan sezmeli ve kadını tarafından sorgulara çekilmeye başlamadan tavır ve tutumları ile bu şüpheleri bertaraf etmelidir. Zira kadında yüzeye çıkmış bir şüphe artık yok edilemez.

Kadın ancak ve ancak tüm şüphe ve endişelerinde arındığında tam bir teslimiyet ile erkeğine bağlanır. Bu bağlılık ile beraber, kendisini yok sayacak şekilde ilişkisine adar. Bir kadının bu denli verici olması ilişkinin kalitesini ve olgunluğunu tavan yaptırır. Çünkü kadın, tüm ruhu ile ilişkisine ya da ailesine yöneldiğinde, kutsanmış bir mutluluk kalkanı tüm evi sarar ve korur.

Erkek, bu huzuru yakalayabilmek için önce teslimiyet duygusunu kadında yakalayabilmeli, sonrasında da bu huzurun daimi olabilmesi için, sakın ama sakın kendisini teslim etmiş bir kadına hayal kırıklığı yaşatmamalıdır. Zira bu karşısında anaç bir kadın yerine, elinde baltası ile ilişkinin infazını gerçekleştirecek bir cellât belirmesine neden olur ve bu cellât, böyle bir psikolojide hiç tereddüt etmeden baltayı ilişkinin boynuna indirir. Erkeğin hiç bir özürü ve yemini fayda etmez.

Erkeklerin özür dilemeleri veya "bir daha asla" yeminleri ancak kendini henüz tam teslim etmemiş kadınlarda işe yarayabilir. Bir erkek, ilişkisinde istediği konfora, kadına davranışları ile sahip olabilir. 
Ama en konforlusunu istiyorsa, bunu nasıl kaybedeceğini ve kaybettiğinde de ödeyeceği bedeli çok iyi bilmelidir. 

Zira teslimiyet ile beslenen bir aşk, benzersiz bir güce sahip olur, onu yaşar iken vezir olursun ama kaybedince de rezil rüsva olursun. Yaşayan bilir, yaşantanlar da bilir.

14 Ağustos 2011

Etekli Erkekler




Şiddet yanlısı görünmese de birey, zamanı gelir şiddet onun da bir parçası haline gelir. Nadir zamanlar da olsa şiddet çölde ki su gibi gelir insana bazen.
Herkesin, etrafındaki tüm eşyaları kırıp dökmek, delicesine çığlıklar atmak istediği bir anı olmuştur. Bunu sık yaşayan biri iseniz tedavi görmeniz gerekiyor demektir ama bir kez yaşamış olmak her birey için geçerli olabilir.
An gelir  hayvansı dürtüler tüm bedeninizi tamamen ele geçirir. Çünkü o ana, bir insan olarak tahammül edemiyorsunuzdur ya da öyle hayvansı olay ile karşı karşıya kalmışsınızdır ki ancak hayvansı dürtüyle karşılık vermenin sizi sakinleştirebileceğini düşünürsünüz.
Kanınızın damarlarınızdaki dolaşımı hızlanır. Boğaz düğümlenir. Adrenalin salgılanır ve hem bedende hem de ses de titreme başlar. Dil kayar, kelimeler de harfler yutulur. Sinirler kopacak derecede gerilir ve bir yay gibi öfkeyi dışarı doğru fırlatır.
Kontrolsüz gergin sinirlerin bir yay olarak öfkeyi ne yöne ne şiddette fırlatacağı bilinemez ve önceden ölçülemez. Bu sinirsel patlama, ancak en yüksek noktasına ulaştığı andan itibaren hızla irtifa kaybeder.
Sinirler birden gevşer, beden kendini taşıyamaz derecede salar. Çok uzun mesafe koşulmuş gibi ciğerler nefes nefesedir. Damak kurumuş, sık yutkunma ihtiyacı vardır. Kendince haklı da olsa hayvansı verilmiş tepki,  sessiz bir pişmanlık vermeye başlar, dakika dakika artarak.
Şiddeti alışkanlık olarak yaşayanlar ya da yaşam tarzı olarak benimsemiş olanlar, hasta insanlardır. Ya karantina ya da tedavi hatta ikisi bir arada gerekir bu tarzlara. İnsan olmayı beceremediği için ruhsal taklidine en müsait olduğu hayvanı seçer ve onun güdülerini kullanır.

Tabiattaki aslı hayvan olan hayvanlara gelecek olursak, onlar iki durumda şiddete başvururlar. Açlıktan ölmemek için avlanırken ya da bir sürünün ya da dişinin sahibi olmak için dövüşürken. Maalesef karşısındakine üstünlük kurmak üzere, karşı cinsini, fiziksel üstünlüğüne rağmen döven ya da hırpalayan tek hayvan insan suretinde gezenlerdir.

Kadına sürekli şiddet uygulayan erkek, artık etek giyip gezmelidir. Giymese de benim gözümde etekli erkektir. Okuyanların arasında varsa bu etekli erkelerden, kendini ayrı tutacaktır kendince gerekçelerle.

Varsa ona sözüm şu dur ki, o kadına yaptığın tüm o zalimlikler, cehennemde seni yakan ateşe atılan birer odun olacak. Affın ve pişmanlığın fayda getirmeyecek. Seni emziren anan bile, sütünü sana helal etmeyecek. Gözün onca ateşe rağmen, sadece rızasını almak için o zulmettiğin kadında olacak.

Ama zalimlerin kurbanı olanlar cennette olacağı için asla onla göz göze gelip rızasını alamayacaksın. Sana karşı olan tahammül ve sabrı, ona cennette sonsuza dek senden uzak kalma imkânını verecek.

Kadına şiddet bu derece bir zalimlik iken, korumasız bebek ya da çocukları döven anne ya da babaların vay haline. Kimsenin çocuğu, kimsenin tapulu malı değildir.

Çocuklar Allah’ın bizlere emanetidir,  ta ki kendini bilip kendinden mesul olacağı yaşına kadar. Sonrası kendi sorumluluğundadır artık. Bu emanete hıyanet edenler şunu unutmasın ki, bu emanetlerin sahibinin kudreti sonsuzdur ve yalvarmak sizi kurtaramayabilir suçunuzun vahimliğinden dolayı.


10 Ağustos 2011

KADIN




Kadın renktir; bulunduğu yer renklenir. Kadın temizdir, saftır; yaşadığı evi, çocukları temizdir ve sağlıklıdır. Kadın eksiğimizdir; varlığı ile bizi tamamlar. Kadın erkeğin erkek olma amacıdır; varlığı erkeğin hayatına anlam ve sorumluluk katar.
Kadın erkeği bir rüzgâr bilendir. Hangi yönde eserse essin bir yelken gibi doldurur onunla kendi içini ve götürür yine kendi istediği yöne gönül teknesini.

Kadın zariftir, zarafeti erkeği taçlandırır. Taçsız krallara benzer gerçek bir kadını olmayıp çok kadınlı olan erkekler. Daha fazla güç isterler iç huzur için ama aynadaki taçsız görüntüleri yıkar onları, aynalardan korkar gezerler. Tahtları bile değersiz kılar kadın yokluğu ile.

Kadın aslandır pençelerini gerektiğinde tereddütsüz çıkaran. Blöf yapmaz erkek gibi karşısındaki caysın diye. Çıkmış ise pençeleri, görevini yapmadan geri girmez içeri. Kadın affetmez gururu incinmişse.
Kadın, kadın olmayı sevendir. Kadınlığından mutlu onu kullanmasını bilendir kadın. Erkeği rakip gören kadın, erkeği alt edebilirler elbette, ama bu kadınlığından vazgeçmesine neden olur.

Kadın istediğine erkek olmaya tenezzül etmeden, sadece kadınlığı ile sahip olabilendir.

Kadın doğuştur, başlangıçtır. Hayata hayatlar getirendir. Karşılıksız sütüyle yavrusunu besleyendir.

Hayata hayat getirdiğinde, kendi hayatını hiçe sayandır kadın. Yavrusu için hem kederde hem de sevinçte gözyaşı döker kadın. Kadın hayata gülümseme getirirken acı çeken ve ağlayandır.
Kadın hediyesidir Yaratanın erkeğe verdiği. Ona kadını verirken, erkekliğini de vermiştir aslında. Kadının varoşlu erkeği var eder koşulsuzca.

Kadını yok sayan erkekliğini yok sayar. Kadını yok sayan, kadının eteğini kendi giymiş erkektir artık.





03 Ağustos 2011

Avcı Kadın



İdealleri olan bir kadındı. Güzel çekici ve en önemlisi hayranlık uyandıracak kadar zeki bir kadın. Farklı olmak onun için sıradandı ama bunu kullanmasını çok iyi biliyordu. 
Çevresindeki erkeklerin beğenisini büyük bir özgüvenle hoş karşılar, onların sergilediği hayranlıkları masum şekilde izler ama gönlüne girecek son vizeyi asla vermezdi. Aşkı seviyor ama aşka güvenmiyordu.
O adam ise içini görüyordu onun. Ama istediği maalesef gördüğü değildi. Kadın masum seyircilikten zeki avcılığa geçtiğinde zekâsı ve cazibesi tek bir güç oldu. Adam av olmaktan korktu. Ama av olmaktan kurtulamazdı ve koşulsuz yüreğini açıp dedi ki; 
"Cazibenin ve zekânın ağında sana av oldum. Ama bil ki, ağlarını gevşettiğin an, benim aşkım uçar ve yakalayamazsın."
Kadın istediğini hep almıştı zaten. Hırslı idi ve bu sefer aşk için hırs yaptı ve dedi ki;  
''Sen benimsin ve sen aşkımla yanarken, ben de bu alevi sevgimle körükleyeceğim. Ve sen benim hep sıcakta olmamı sağlayacaksın''.
Adam haykırdı kendi içinde şiddetli ses ile: '

'Aşk sana hazırım. Bedeli ne olacaksa olsun. Gel al benden ne alacaksan karşılıksız, yeter ki küçümseme bu kadının tenine ait olan,  benliğimin köleliğini''.