mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2018

ZERO EGO: THERE IS NO SUCH THING


I have never been fond of sentences or paragraphs that begin with “It was a fine morning.” I have never found them sincere. Each and every morning that reaches the sun through the dark night is fine, only if the eye can see. 

Another similar statement is “He was a very honest man.” This means that the man is not only honest, but also “very” honest. Could anyone please explain to me how we can measure honesty by adjectives like little or very? A man is either honest or not. There is no extent to it. We are living through many semantical complexities similar to this one. We have to. 

Just imagine everyone in the world is transparent and flawless like water, and everyone views the world with the perspective of a philosopher. Or just imagine a forest where all the living things are nothing but lions or antelopes. I guess no documentary films would be produced. 

We all lie to one single person, without giving it up, without even knowing it, or on no purpose. Although we avoid telling lies to many others, we never hesitate when lying to that very person. That single person is ourselves. Unfortunately. The only person who harms us the most is our only self. 

It is still very difficult to explain what the source that gives energy to the world to spin around actually is, but while humanity evolves with a fast speed both technologically and scientifically, it is growing more and more primitive in terms of humane principles. The main reason behind this is the “Ego”. Then, could we say that the ideal environment to live is a society where no one is under the control of their own Ego? 

I cannot even visualize it: A society without any ego. If such a society existed, I guess the primary concepts which we would directly lack and which would directly change our living standards would be arts and science. 

You may easily proceed your thoughts into visualizing that many other concepts will also disappear. However, the only way to figure out the importance of the existence of the ego is to imagine the lack of art and science. The source of inspiration for great inventions, great compositions, and great works of literature are all the ego. 

Even in Mesnevi, a masterpiece of poetry written by the great philosopher Mevlana, you may find a secret ego, although the writer eliminated his own ego and even turned it into a slave. Even when he humbly presented the Creator the enormous love of the Created, there partly exists an ego. In fact, what the Created desires to achieve in return for this presentation is the possibility to be loved more by the Creator. 

Loving itself embodies a type of ego that expects to be loved by the loved one. Please try and imagine a person who leads their life with no ego at all. Could it be possible, anyway?

06 Haziran 2010

Sıfır Ego Yoktur

Oldum olası sevmem ''güzel bir sabah idi'' diye başlayan cümleleri ve paragrafları. Pek samimi gelmez bana. Gecenin karanlığından güneşe kavuşan her gün ve sabah güzeldir görebilene.


Buna benzer bir durumda ''çok dürüst bir adamdı'' cümlesinde var. Adam dürüst hem de çok dürüst. Birisi bana dürüstlüğün azı nasıl oluyor açıklayabilir mi acaba? 

Bir adam ya dürüsttür ya da değil. Azı çoğu olmaz. Bunun gibi birçok anlam karmaşalarıyla iç içe yaşıyoruz. Yaşamak zorundayız.

Herkesin su gibi berrak ve duru olduğunu, bir filozof edasıyla yaşama baktığını düşünsenize. Ve ya bir ormanda her canlının aslan, ya da her canlının bir antilop olduğunu düşünsenize. Sanırım hiç belgesel film çekilmez idi.

Hepimiz aynı kişiye usanmadan, ya da farkında olmadan, ya da istemeden hep yalan söyleriz. Birçok kişiden, onlara yalan söylemekten çekinmemize rağmen, o kişiden hiçbirimiz çekinmeyiz. O kişi kendimiz iz, maalesef. Bize en çok zarar veren yine biziz.


Dünyanın dönmesini sağlayan kuvvettin kaynağını açıklamak hala çok zor ama insanlığın teknoloji ve bilimsel olarak gelişirken, insani olarak ilkelleşiyor olmasının kaynağını ‘Ego’ olarak tanımlayabiliriz sanırım.

Peki ideal yaşam ortamı, hiçbir insanın egosunun kontrolünde olmadığı bir toplum mudur?


Zihnimde bile canlandıramıyorum; egosuz bir toplum?

Böyle bir toplum ki tüm dünya genelinde olsa, sanırım yaşantımızdan direk eksilecek ve yaşam standartlarımızı direk değiştirecek başlıca kavramlar, sanat ve bilim olacaktır.


Daha birçok kavramın eksileceği kurgusunu artık siz oluşturabilirsiniz. Ama sadece sanat ve bilim yokluğu var sayıldığında esasında egonun gerekliliğini algılamış oluyoruz.

Büyük fetihlerin, büyük buluşların, büyük bestelerin ve büyük edebi eserlerin kaynağı egodur.


Kendi egosunu, kendi kölesi yapıp yok etmiş, büyük filozoflardan Mevlana’nın, Mesnevi’sinde bile gizli bir ego vardır.

Yaratana yaratılmışın aşkını sunuşunda bile kısmen ego vardır. Zira o aşkı sunuşun ucunda, Yaratılan tarafından daha çok sevilebilmek arzusu vardır.

Sevmek bile karşıdan sevilmek beklentisini getiren bir egodur. Varın siz düşünün, sıfır ego ile yaşayan biri var olabilir mi?