bulanık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bulanık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Şubat 2018

İftira(6dk.)


İftira atanın alnını karışlarım kaba tabirce. Bana ya da başkasına. Kabul edemiyorum. Asla. Bulanık görmek gibi dünyayı. İftira atarak bulandırıyorlar havayı. Sis düşüyor insanların gözlerine. Ufukları daralıyor. Küçültüyorlar dünyamızı iftira atarak. İftira kokuları parfüm kokularını bastırıyor. Güzel kokamıyor dünya, direnemiyor ihanete. İftira insanin insana değil, tüm dünyaya yaptığı bir hata. İftira atanı vurmak lazım. Hele bir kadına. Namusu üzerine iftira atanlar, aile yıkanlar, dünya savaşı çıkarmak ile aynı bana. Kurşuna dizin iftira edenleri. İtirazım yok. Ama iftira kurbanları orada olsunlar. İzlesinler. Yalvarmasını, öyle demek istememiştim diye acınmasını izlesinler. Tükürmek mi yüzüne. Evet. O tükürük yüzünde gitsin öbür tarafa. Orada da hatırlasın neden öldürüldü diye. İftira atan biriysen, benden kork ama daha çok kaderinden kork. Bumerang gibi seni vuracak. Yüzünde o tükürükle göçüp gidiceksin.

25 Ocak 2018

Evimdeki Ceset



Her yer bulanık idi, muazzam bir baş ağrısı, hatta derin bir sızlama ense kökümde. Bulanık görmemi düzeltmek ve neler olduğunu idrak etmek istercesine kafamı salladım ama nafile. Yatağımda olduğumu seçebildim ama giysilerim üzerimde ve hafif ıslak, üşüyordum. Doğrulmaya çalıştım ama başım bir ton sanki. Anlamaya çalışıyordum durumumu. İçeride mutfaktan gelen sesleri duyuyordum. Zorlanarak dikildim en azından kolumla destek alarak yatakta oturacak kadar ve o an gördüm odamın girişinde kapının eşiğinde çökmüş gibi duran hareketsiz adamın bedenini ve ölü bakan gözlerini. Elim enseme gitti gayri ihtiyari ve yastığıma bulaşan kanın bana ait olduğunu ve ölü bakan adamın yanında duran kısa siyah copu fark ettim. Bana kim ne zaman ve neden vurdu? Eğer bana vuran bu adam ise içerideki ya da içeridekiler kim? Hemen komidin çekmecemdeki silahım aklıma geldi. Odanın en diğer ucunda olmasına ve tam net görememe rağmen beş çekmeceli komedinin orta çekmecesinde olduğundan emin olduğum silahımı almak için yarı kör bir şekilde ve büyük ense ve baş ağrısıyla oraya doğru yöneldim. Ses çıkarmamak için kendimi kontrol edebildiğim kadarıyla ilerliyordum. Ama daha odanın öbür ucuna gelmeden orta çekmecenin açılmış ve içindekilerin dışarı dağılmış olduğunu seçebildim. Neden sadece o çekmece? Neden diğerleri açık değil? Hemen yerdeki copu almak için tanımadığım cesede yanaştım ve eğildiğimde fark ettim ki göğsünde iki kurşun deliği var. Odamın kapısının kirişine yaslanarak oturur kalmış bu tanımadığım cesedin sol eli bacaklarının üstüne düşmüş ve parmakları sıkıca kanlı bir havlu tutuyor tabi büyük bir olasılıkla bana ait bir havluyu. Yani bu adam kanamasını durdurmak için orada öyle havlu ile yarasına basarken ben baygın bu yatakta yatıyor muydum? Yine de nabzına baktım içeride ki seslerin devam ediyor olmasına güvenerek. Ama ölü bakan gerçekten ölmüş idi. Sonra yerde duran sağ elinin ucunda, parkeye kanıyla yazdığı, beni asıl sarsan o harfleri gördüm...