beden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
beden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Aralık 2011

Maskülen Feminizm



Her ne kadar feminist olmak kadınların tekelinde görünse de, bir erkeğin de, gerçek bir feminist olabileceğini ve hatta bunun hümanist olmanın doğal bir sekmesi olduğunu ifade etmek isterim.

Ezilen yada horlanan kadın hikâyelerinin, bilinen yada bilinmeyen süreçleri ve acı dolu sonları tüm toplumumuzca malumdur. Bu acı ve hüznün limitleri, tahammül sınırlarını öyle zorlamamaktadır ki, artık erkekliğinden utanır aydın kesimler, kadınlar adına başkaldırı yürüyüşlerine katılır olmuşlardır.

Şiddet ve baskı ile kadının benliği üzerine hâkimiyet kurarak, dışarıda ezilen kendi egosunu, evinin içersinde yücelttiğini sanan erkek olamamış erkeklerin, psikolojik durumlarının çok normal olmadığı aşikârdır.

Bu kompleksli erkek sürüsünün karşısına, kadını tek başına bu sürüye karşı bir güç faktörü gibi konumlandırmaya çalışan, feminist akımların yada bunların sözcülerinin, savaş boyalarının ve baltalarının tacirliğini yapar görüntüleri de pek iç rahatlatıcı değildir.

Çözüm, kadını, erkeğin karşısına bir başka erkek kimliğine sokarak direnç göstermeye çağırmak olmamalıdır. Sadece ekonomik özgürlüğüne sahip olmanın, gerçek bağımsızlık gibi kadınlara pazarlanması, bir şekilde hayatlarını tek başına kurmayı başaran ama iç dünyaları ile tezat bir duruş sergileyen ''Erkek Kadın'' ların sayılarının artmasına neden olmaktadır.

Maddi dünyada erkeklere muhtaç olmadan yaşayan bu kadınlar, manevi dünyalarında ayaz rüzgârların altında üşüyen yalnız bir kız çocuğu gibidirler. Fakat hissiyatlarını ne hem cinsleri ile ne de karşı cinsleri ile asla paylaşamazlar, zira manevi dünyaları ile ilgili paylaşımları zayıflık görür, maddi dünyalarındaki zar zor kurdukları düzeni de alt üst edeceğinden korkarlar.

Bir erkek ile yaşadığı olumsuz olayları gerekçe tutarak, tüm erkeleri o kadına kötülemek ve düşman kesmek midir bir feminist lider kadının diğer mağdur kadına yardım etme şekli?

Tenkit edilen erkeğe karşı, o mağdur kadını erkekleştirerek  karşısına rakip olarak dikmek midir çözüm?

Kadına, kadınlığından vazgeçmesi mi tavsiye edilmelidir, bağımsız olabilsin diye?

''Ben de bağımsızım, ben de özgürüm'' diye, kadınlığına aykırı,  bedenden bedene gezmek mi güçlendirir kadını?

Mağdur kadınlar, kimlerden destek ve akıl aldıklarına çok dikkat etmelidirler.

Zira çirkinlik ve cinsel bozukluklarından dolayı, tüm erkeklere düşman olan; beğenilmiyor ve arzulanmıyor olmanın faturasını tüm erkeklere kesen, feminist kamuflajı ile gezen, çok istismarcı sözcüler ve propagandacılar vardır.  

Onların amacı maalesef, mağdur ve ezilen kadınları güçlendirmek değil, onu erkekleştirerek kendi düşmanları erkeklere karşı asker yapmaktır.
Dolayısıyla, mağdur ve ezilen kadınlara; ''Erkek seni eziyor mu? O zaman kadın olmaktan vazgeç, sen de erkek ol!'' gibi bir yaklaşım çözüm olarak sunulmamalıdır.
En kötüsü ise çözümün maalesef o mağdur kadında değil erkekte olmasıdır. Zira hümanist bir erkek, bir kadına asla şiddet uygulamaz yada kadın üzerinde hâkimiyet kurma açlığı hissetmez.

Kadınlar, "Biricik paşam" diye sevdikleri oğulcuklarına, büyüdüklerinde kadınlara zulüm yapmayacağından emin oldukları eğitim ve terbiyeyi vermelidirler.

Bir kadının ''Oğlum, oğlum'' diye  gururu; maalesef gelecekte bir başka kadının '' Kadınlık Onuru "nu yıkmaktadır. 

"Erkek" olamamış erkekler yüzünden, "Kadın"lığınızdan asla vazgeçmeyin mağdur kadınlar...

 











15 Mayıs 2010

Yazmak Kusmaktır

Yazmak için çok çaba sarf edenlerden değilim esasında. Sadece mükemmeliyetçiliğim belki uzak tutuyor beni sürekli yazmaktan. Ancak esecek ilham rüzgarı da böyle,  hadi yazayım diyeceğim üç beş kelam.
Açıkçası yazmayı kusmak olarak görenlerdenim ben. İnsan ancak rahatsız olacak derecede fazla yediğinde yada fiziksel olarak bir hastalık durumunda kusmak zorunda kalır.

Yazmayı ruhsal bir kusma olarak ele alacak olursak, insanın gerçek anlamda yazabilmesi için ya gereğinden ya da alışılandan çok yaşamışlığı, yada ruhsal olarak biraz şizofrenlik bir durumu olması gerekmektedir.

Yaşamadığınız hayatları yaşamalısınız ki onları kaleminizle yaşatabilin. Cinsiyet farkı olmaksızın her bedene ve ruha girebilmeniz gerekir hızlıca ve çaprazlamalarla.

Kendi içinizdeki diğer kişiliklerle yüzleşme ve sohbet etme vaktinizdir yazmak. Maskelerinizden kurtulduğunuz tek gerçek anlardır o anlar.