Kırlangıç yuvası gördün mü sen hiç. Yuvadan düşmüş yavru gördün
mü? Diyelim gördün, o yavruya yaklaştın almak için o sırada yavru bir kedi atladı
üzerine kuşun ve öldürdü onu. Sevip kucağına alacağın o yavru kediyi yine alabilir
misin kucağına tabiatı gereği o yavru kuşu öldürdü diye. İşte böyle sınavlar
açar hayat sana. Fıtratı gereği sevmeyi öğrenmelisin herkesi. Timsah vahşi
değildir. Sen timsah olmadığın için onu öyle nitelendirirsin. O vahşice hiçbir
şey yapmıyordur. Onun yaşam şekli odur. Hayatta kalma şekli odur. Bence vahşi kelimesi
hiçbir hayvan için kullanılamaz. Düşünün, sizce vahşi bir hayvan var mı? Söyleyeceğiniz
her hayvan için vahşi olmadığına dair açıklamam var. Ama insan kılığında gezen
gerçek hayvan bizler için aynı şey söz konusu değil. İnsan gerçek vahşidir. İnsan
olmaktan utanacağın kadar vahşidir. Diğer tüm vahşi denen hayvanları azat
ettirecek derecede vahşidir insan. Sen de vahşisin. Sen de acımasızsın. Sen
aslında sandığın kadar masum değilsin. Sen de suçlusun. Sonuçta insansın ve sen
de acımasız oldun birilerine karşı. Belki etini parçalamadın ama kalbini
parçaladın, özgüvenini parçaladın, geleceğini parçaladın, hevesini parçaladın, hayallerini
parçaladın birilerinin. İftira attın, yalan söyledin, arkasından konuşup yüzüne
gülümsedin hatta sarıldın bile ona. Sen çok vahşisin. Çok acımasızsın. Onun da
duyguları var. O da çocuktu, pamuk şekeri severdi. Lunaparkta sallanan sandalyelere
binmek için babası ile kuyrukta beklerdi heyecanla. Ama sen onu vahşice
parçaladın. Onun kim olduğunu biliyorsun. Kimi nasıl parçaladığını biliyorsun.
Özür dileme dürtüleri geç, gereksiz ve etkisiz. Kırılan dal kırıldı bir kere.
Sen vahşi dediğin her hayvanla karşılıklı bir teraziye koy artık kendini. Saygı duyacaksın o hayvanların hepsine. Şimdi
insan kılığında gezen gerçek vahşi hayvanlar olarak Mars’a gitmeliyiz. Acilen Mars’a
gitmeliyiz. Bu maviş dünyanın griden tekrar maviye dönüşmesine izin vermeliyiz.
Gerekirse Raptorlara, Trekslere bırakmalıyız bu dünyayı. Çünkü onlar bile
varken bu dünya maviş dünya idi. Bizi ancak kırmızı kum kayalı, susuz buzsuz Mars
paklar. Uzay çöpüyüz biz. Mars kabul etmezse boşlukta öyle süzülmeliyiz
fezanın. Bir kara deliğe denk geliriz belki ve tüm vahşet boyut değiştirir
böylece. Şimdi anlıyorum neden kara delikler var. Ruhen ulaşıyorum kara deliğe.
İnsan olmama dair ne varsa üstümde oraya bırakıp maviş dünyama dönüp Raptor olmak
istiyorum. En büyük ideali, bir gün bir Treks olabilmek olan bir Raptor olmak istiyorum,
o kadar.