13 Eylül 2020

telde yürüyüş (10 dk. Serbest Yazış)


 

Kendimi de sen sandım. Evet sen sandım. Yoksa buna nasıl cesaret edebilirdim ki? Sen kavga ettiğimizde alır başını gidersin. Günlerce haber vermeden yok olursun. Sonra bir şey olmamış gibi eve geri dönersin. Ben de bir kez sen olmak istedim. Ben de yapabilirim dedim. Giderim ve istediğimde geri gelirim. Ama öyle olmadı. Ben gidemediğim için sende kalıyormuşum. Bir kez gidince aldığım nefesin sayısı bile değişti. Geri dönmek istemedim sakinleşmiş olmama rağmen. Dengemi buldum, iki dağın zirvesine tel gerdim. Bir zirveden diğerine adım adım yürüyorum. İzleyen herkes hayretler içerisinde. Rüzgâr sağdan soldan beni destekliyor. Dengemi ben değil, evren sağlıyor. Doğal yaşamda dengede kalmaya çabalamak gerekmiyor. Benim asıl yapman gereken dengemi bozanları hayatımdan çıkarmak. O sensin. Dengemi bozan sensin. Seni anımsamak bile biran bu telde sendelememe neden oldu. İzleyenler çığlıklar attı. Sendelemek önemli değil. Onlar benim senden yaşadığım şiddeti görseler asıl ne çığlıklar atarlardı. Telde yürümeye devam ediyorum. Karşı zirveye çok az kaldı ama sis var karşıda. Bana uzana elleri görüyorum ama yüzlerini seçemiyorum. Tanımadan onlara güvenim var çünkü onlar da bu telden geçip o zirveye ulaştılar.