Müzik ruhun
gıdasıdır derler. Sağırların ruhu yok mu. Açlıktan ölen ruhları var sanırım
onların. Mezarlar ruhsuz gezenleri ağırlar. Ruhu olanlar orada davetsizidir aslında,
sıralarını beklerleler. Dondurma yerken külahını ısırmak için sabırsızlanırım.
Mavi şirinlerden dondurma yapmışlar, Gargamel’den neden olmasın. Artı ve eksi
bir bütündür. Biri olmadan diğeri eksiktir. Adem de Havva’sız eksiktir. Ekmeğin
önce köşesini yerim. Yerim ama içine doğru da ilerlerim. İleri geri konuşanlara
zeytin ezmesi vermezler. Onları kim ezer bilirsin. Ezdin mi tortu
bırakmayacaksın arkanda. İnsan ezmelerini kavanoza koymuşlar bedavaya pazarda
satışa çıkarmışlar. Haydudun biri gelimiş tatmadan almam demiş. Ekmeğe banmış
insan ezmesini. Limon sıksaydı lezzetli olurdu. Kalbi kırıklar alçıyla gezenleri
ararlar kendilerine. Kendi kendilerine alçıya alamazlar yüreklerini. Terzi
kendi söküğünü dikemez çünkü ipliği bitmiş. Yan terziden ödünç istemiş adam
paslı makasla dışarı kovalamış. Paslanan çiviler çekiçlerden kaçar.
Direnemezler onun darbesine. Vurdun mu çiviye tek seferde girecek ahşaba.
Girmiyorsa ya açın yanlış ya da çivin paslı.