İftira atanlar buraya diye bağırdım. Kimse kalkmadı
yerinden. Ne uğursuz bir kalabalık. Bir dürüst
adam yok aralarında. Bir karga kalktı ve gak dedi. O an kimse anlamadı. Karga kime iftira atmış
olabilir ki. Acaba iftiraya uğrayan olarak mı kalktı ayağa, isyan ederek. Karga
dile geldi, “beni besleyenlerin gözünü oymuyorum bir kere. Kuru iftira”. Ya karga,
iftiranın ıslağı nasıl olur dedim. Balık atarsa iftira ıslak olur dedi. Deniz şartları
kara şartları aynı değil tabi. Denizde en çok kim yalan söyler. Solungacı olmayanlar.
Solungaçları olan bir insan olmak okyanusların dibinde. Hızlı yüzen, asla
köpekbalıkları tarafından yakalanamayan bir solungaçlı insan. Biri, “bunu sağlarız
ama derinin üzerinde pullar oluşacak, razı isen olur” dedi. Peki karaya
çıktığımda nasıl olacak. Karada olduğum zaman kazıtmam gerekiyormuş pullarımı ama
bir küvet dolusu pul çıkar ve derinde
yer yer yararlar oluşur dedi kazınmadan dolayı.
Denizde yaşamanın karada ayrı bedeli oluyor arkadaş. Pullarım var diye o
derinliğin esrarından vazgeçemem. Denizanaları diplerde rengarenk.Sanki lazer ışıkları
ile disko spotu gibiler. Dans ediyoruz bin feet derinde.