Bırak bunları dedim. Al şunları dedim. Almam dedi. Çok ta umrumda sanki. İster alsın ister almasın. Gümüş tepside gördüm geleceğimi. Toprak çanakta idi geçmişim. Geçmişim geçmemişim. Kimin umurunda. Zayıf yönlerim var benim. Rüzgar yağmur tanelerini taşır. Beni ne taşıyor ki. Bir rüzgarım yok. Beni ancak fırtına taşır. Kasırga kasırga. Kasırga severim ama kısır kadar değil. Kısır ne kelimedir ya. Küfür gibi. O var ya, o kısır... çok kötü ya. Kedi gibi doğruracan. Yalayarak bakacan kaç tane doğurmuşsun. Kedi giriyor mu ultrasona. Girse küfür basar onu sokakta sıkıştıran o tekire. Fare yakalamak bir sanattır. Ama peynirle değil. Kapanla da değil. Pençe ile. Benim pençelerim nerede. Var mı. Var tabi ama göstermem kimseye. Gösterdiğim kişi son görüşü olur beni. Katil olmak zor be. Kaç leşim var unuttum. En çok kafa kesmeyi seviyorum. Kan şöyle yüzüme fışkırıyor ya sanki havai fişekler patlıyor o an. Her kanın lezzeti de farklı. Bazen tadı dilime gelir, güzelmiş tadı öldürmeseydim bu adamı derim. Üzülürüm. Benim kanımı kim tadacak. Kasap hayri mi.