Henüz saçlarıma aklar düşmese de yaşamımın uzun bir kısmını
tamamlamış hissediyorum.40 lı yaşlar sorgulayan yaşlar geçmişi. Geçmişime dair
var mı pişmanlıklarım, var tabi. Ama yine de duruşu her zaman belli olan bir
adam idim ben. Bunca yıldır ne biriktirdin desen, dostlar ve güzel anılar
derim. Bir de sımsıcak bir aile ve iki paşa oğlum ve gül kokulu eşimle. Hırs
hep vardı ama paradan çok başarı için. Başarı hep istedim ama tanınmaktan çok
kendimi bulabilmek için. Hala yirmili yaşlarda ki neden olmuyorlar la kavgam
devam ediyor. Bitmez sanırım bu iç çekişmelerim. Kendime acımadan kendim duvardan
duvara vurmayı ne çok seviyorum. Öfke en sevmediğim duygu olsa da kovulmuş
değil tam anlamıyla benliğimden. Ben beni ben yapanlardan kurtulmam mı lazım
yoksa onlara sarılıp barışmam mı lazım henüz karar veremedim. Bunca çelişik
görüntüden nasıl olgun bir karakter algısı çıkar bilemem. Ama yazarım dürüstçe,
korkmadan. Ondan eminim.