18 Şubat 2018

yorgun (6dk.)


Yorgun dizlerim bir konuşsa neler anlatacak. Sadece o değil , konuşabilen tüm organlarım bir senfoni olsa acaba, obuayı hangisi çalardı. Mideme batari çal derdim, zil çalmasından iyidir. Ne ince espri. Reklamlar. Reklam insanın kaderi. Reklamsız olmaz. İnsan reklam için konuşur. Yoksa neden konuşsun ki? İnsan reklam için yazar yoksa neden yazsın ki? İnsan reklam için sever, yoksa neden sevsin ki, demiyorum. Sevmek koşulsuzdur. Seviyorsan sevmiyormuş gibi yapamazsın. Sevmek sevilmeyi bekleme davetidir. Sevilmek için seversin , sevilmesen de seversin, üzülür büzülür ama yine de seversin. Tarihe meydan okur ama yine aynı sonuçlarla yüzleşirsin, reklam mıydı konu yok yorgun dizlerimden buraya geldim. Bu arada klarneti hangi organım çalacak. Bilmiyorum. Nota bilmeyen organlarım var zaten hepsi detone olur. O sese organlar gitmiş, ben o organım demiş, Acun da reklamlar demiş. Her şey reklam yani. Bu da bir reklam, az sonra yine reklam.