Umumi bir kenef arıyordum yabancı şehirde. Ben kargo teslim etmek için gelmiştim. Bilmem ki Paris neresidir, ne nerdedir. Fransızcam var cezayirli kankamdan dolayı. Kargo ufak bir sarı zarf içinde, evrak var belli hafif çünkü. Eyfel kulesinin bekçisine teslim et dediler. Tamam da, koca meydanda bir kenef bulamazsam tam Eyfelin altına bırakıcam tüm yükümü. Bekçi temizler artık. Bahşiş vermesin kargo için. Bir kerede Roma teslimatında olmuştu bu. Ama adres aşıklar çeşmesiydi neyse ki. Gerçi havuza saldım diye karakolluk oldum ama çaresizdim ne yapayım. Koca Eyfelin altına biraz çalı diker insan ya. Ulu orta betonun üstünde ıkınmak da zor oluyor. Bekçi düdüğü çalarak koşuyordu bana doğru. Neyse kargosunu ayağıma kadar gelip kendi alacaktı hiç değilse.
26 Temmuz 2018
28 Şubat 2018
derin (6dk.)
Ne kadar derindi hatırlamıyorum. Sadece daha derine kulaç atıyorduk. Onun yanımda olması güven veriyordu. Gün ışığı azalırken tehlikeli derinlikte olduğumuzu fark ettim. Artık beklediğimiz misafir gelmeliydi. Zira bu adrenalin tutkumuz başka türlü kapanmayacaktı. Yanımızdaki ufak kilitli poşeti açtı ve suya içindeki kanı serbest bıraktı. Bir an masmavi sularda etrafımızda kan bulutları oluştu. Bu onun için en güzel davetti. Bir an gölgesini gördüğümü hatırlıyorum. Sonra o karaltının üzerime doğru hızla geldiğini fark ettim. Suyun altında çığlık atılmıyor tabi. Ama altına işiyorsun. Kıyafetinin içine bir sıcaklık doluyor. Ona baktım eliyle çok büyük , süper gibi işaretler yapıyordu. İlkinde bizi pas geçti sanırım. Ama sonra onun like yapan elini suda süzülürken gördüm. Bu kez yeni bir kan bulutu vardı etrafımızda. Eli hariç ondan kalan yoktu. Neyse, sanırım doymuştur bana bulaşmaz dedim. Misafir daveti kabul etmişti.
26 Şubat 2018
sırdaş (6dk.)
O benim tek sırdaşımdı. Onda bana ait o kadar çok bilinmez var ki. En kötüsü de ben unutuyorum o unutmuyor. Sırı paylaşmasam ben de unutucam sırlığı kalmayacak. Ama o biliyor diye o sır ilelebet yaşıyor. Sırdaşımı ortadan kaldırırsam, hiç sırrım kalmaz. Tabi onu öldürmüş olmamamın dışında. Bu kez bunu kimseyle paylaşmıycam ama. Terasta mangal yapıyoz bazen. Rakılama yanında falan. Çok içmiş planör olmak istemiş deriz. Planör gibi uçtu da düzgün konamadı deriz. Onu kırmızı ceset poşetine koysunlar. Donları da kırmızıdır zaten. Bu da onun bendeki tek sırrı. Bile bile bir bunu bildim bunca zaman. Gay mi falan diye diye düşündüm. Ya ne var işte, gay , mey, kırmızı donlu planör olacak artık. Kolay değil öyle sır taşımak. Ağır gelir çakılırsın işte böyle betona.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)