19 Kasım 2010

Yazdıklarımı Ben Yazmıyorum



Çoğu zaman böyle hissederim yazdıklarımı okurken. Bir yabancıyı keşif ediyorumdur içimde.

Hele bazen öyle ikilemde kalıyorum ki, defter benim, el yazısı benim olmasa ''galiba bunu ben yazmamışım'' diye inanabilirim.
Bunu sık yaşamak adına yazdığım kısa deneme yada şiirleri ikinci kez okumam uzun zaman geçmeden. Sonra zamanda yolculuk gibi dönerim neler yazmışım diye bu hızlı karalanmışlara. Ve yine kendimi inandırma çabaları ile baş başa kalırım ''tabi ki bunları sen yazdın'' diye.

Çok yazanlar bilir bu duyguyu ve daha iyi anlıyorlardır beni. Umarım yazmıyor olanlara da geçirebilirim bu duyguyu. Bir örnek vereyim bu olaya istinaden.
Bir radyoda bir şarkı dinlediniz ve bu şarkı sizi çok hüzünlendirdi yada çok coşturdu. Sizi hüzünlendiren yada coşturan radyo mudur yoksa o şarkı mıdır?

O şarkı radyonun bir eseri midir? O şarkının güftesini o radyo mu yazmıştır? O şarkının bestesini o radyo mu yazmıştır? Radyo sadece alıcı ve ileticidir. Ama bir verici sinyal dağıtmadıkça hiçbir radyo işlevde bulunamaz.
Verici sinyalleri her yerde gezer ama sadece alıcılar bunları iletebilir. Radyo çok bir çaba sarf etmez aslında sinyalleri bulmak için. Marifet sinyalleri bulmak da değil radyo olabilmektedir. 

Ve radyo olmak bir hediyedir yazarlık açısından, bu sinyalleri algılayıp iletebiliyor olduğunuz için. Bundan dolayıdır ki asla marifet görmem yazdıklarımı.

Ben sadece bana özel frekanslardan aldığım ses dalgalarını kaleme alan biriyim. Yani basit bir ileticiyim sadece.
Bu konuda bir sır vermek gerekirse de , yazdıklarını kendi marifeti sanıp kibirlenenlerin, algılayabildiği frekanslar azalır günden güne.

Çünkü kibir, size verilen hediyenin değerini bilmemeyi getirir ve o zaman başlarsınız parazit sesleriyle yayın yapmaya.


11 Ekim 2010

Ben bir profesyonelim!


Profesyonel olmak. Ben bir profesyonelim. En çok güldüğüm cümle veya kendini ifade ediş şeklidir bu; ben bir profesyonelim.

İş hayatında profesyonel olmanın gerçek açılımı nedir sizce?

Alacağınız kararlarda duygularınız etkisinde kalmadan sadece verilere ve durumlara göre değerlendirme yapabiliyor iseniz siz bir profesyonelsiniz.

Bu mudur?

O zaman Türkiye'de maalesef profesyonel bir işveren yada işalan yok ve olamazda.

Çünkü sahip olduğumuz genlerimiz gereğince, bizler asla duyguların dışında kararlar alamayız.

Ama duygusal aldığımız kararları gene genlerimizin bize verdiği rol yaparak rasyonelleştirme yeteneğimiz ile duygusal karar değilmiş gibi görünmesini sağlayabiliriz.



26 Eylül 2010

Aziz Bey'e Cevabım

Aziz bey ,sözüm sana. Allah seni rahmet eylesin. Seçimler sonrası yine gündeme oturdun. Türk milletinin yüzde 60'ı aptaldır demişsin ya. Referandum sözüm ona tescil etmiş oldu bu lafını. İyisin yine manşet oldun. Ne büyük tespitte bulunmuşsun yaa. Bu tespitini yüzyüze paylaşmak üzere senle beraber bir kişinin daha bugün hayatta olmasını isterdim. Mustafa Kemal Atatürk. Onun o mavi alev gözlerine bakarak bunu söylemeni çok isterdim. Ya gerçi o gözlere bakarak asla bu aciz tespitini dile getiremezdin ama ola ki böyle bir hatada bulunmuş olsan alacağın cevap sonrası acaba hala bu millet bu lafına ve sana değer veriyor olur muydu?

***

Aziz bey, Türk milleti adına sana geç de olsa cevap veriyorum; eğer senin bu dediğine inanacak olursak, senin bu lafını teyit etmiş oluruz.

***

Bugün Atatürkçü ve laik olduğunu söyleyip de senin bu aciz tespitine prim veren vatandaşları da kınıyorum. Türklüğünü yada herhangi bir Türk'ü aşağılayan aynı zamanda Atatürkçü ve ülkesini seven olamaz. Lütfen farkında olmadan vatan haini olmayın. Bir edebiyatçı olmuş diye sizde aldanıp vatan haini olmayın.

***

Aziz bey, size cevabımı, büyük Türk Mustafa Kemal 'in Türk olmak üzere söylediği güzel sözlerden bir kaçı ile bitiriyorum;

"Benim hayatta yegane fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir."

"Türk kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur."

"Türk’ün haysiyeti, onuru ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür."

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.''

"Bizim başka milletlerden hiç bir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, Yüksek amaçlar uğrunda ölmesini biliriz."

"Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir. Milletimizde bu kabiliyet ve tekamül var olmasaydı, onu yaratmaya hiçbir kuvvet ve kudret yeterli olamazdı."

***

Herşeye rağmen, ben seni afediyorum Aziz bey. Umarım bu millet ve Atatürk de seni afeder.

***