21 Şubat 2018

idam(6dk.)


Koluna girdik. Elindeki ve ayağındaki zincirlerden yürüyemiyordu rahatça. İdam edileceğini öğreneli sadece bir saat olmuştu. Hızlı yargı, hızlı infaz istiyordu. Saçlarını kazımıştık. Şart değildi , o öyle istedi. Son arzusu buydu. Neden diye düşünmedik, kazıdık saçlarını geçtik. Esasında damarlarına zehir enjekte edilecekti ama o kellemi balta ile alın dedi. İdamının nasıl yapılacağına karar verme hakkı var. Kanlı olacak ama en azından beni rende yapın demedi. Kanlı infazlar için bize ekstra üniforma vermiyorlar. Üstümüze kan sıçramasın diye celllat arkadaşa ricada bulunuyoruz ama  yavaş vurunca kelle tam kopmuyor diyor. Oda zaten dar. Fazla geri de çekilemiyoruz. Hükümlü durumu anladı ki son cümlesi şu oldu, "Merak etmeyin ben kansız bir katilim."

19 Şubat 2018

salsa(6dk.)


O ne ateşli danstır ya salsa. Çalkala çalkala, müthiş. Kendimi en iyi ifade edebildiğim danstır. Valsi pek sevmem. Saray davetlerinde genelde ağır kostümlerimiz ile vals yapıyoruz tabi. Ama bir keresinde Kont Alves’in davetinde, orkestraya işaret ettim ve öncesinde verdiğim yüklü bahşiş sayesinde latin müziği salonu doldurdu. Donup kalmış misafirler dans pistinin kenarına pireler gibi kaçışıyorlardı. Kim dans edecek bu müzikte diye birbirlerini sorgulayarak bakıyorlardı. Ortada bir ben kaldım. Cebimdeki kara maskemi takmış, ellerim başımın üstünde omuzlarıma paralel dalgalanıyordu. Kalçalarım kontrolsüz kendini arıyordu çalkalanarak, bana bir eş lazım der gibi dönerek çevremi kalçamla davet ediyordum. İşte o an salonda tek kırmızı elbiseli kadın, kızıl saçları ile eteğini yukarı çeke çeke gelmeye başladı ritme uyarak. Pistin ortasında birbirimizi bulduğumuzda çevredekiler çığlık atıyordu çünkü onlara göre onların önünde sevişiyorduk. Müzik şahlanıyordu, seyredenler hasetlik ve hayranlık arasında sıkışmıştılar. Sonra boynunda o lezzet damarlarını gördüm. Onca kişinin içinde ısırdım kana kana içmek için kanını. Hiç karşı koymadı. 

18 Şubat 2018

haber(6dk.)


Ondan haber beklersin. Bir tek ondan. Haber getirenler gelir, ondan mı diye sorarsın. Diğer haberler önemsizdir. Dünya yıkılır o nasıl oralarda diye düşünürsün. Onun aldığı verdiği nefes sana havadır. Tüm rüzgarlar onun kokusunu taşır. Başka bir haber var mı diye yüzünü rüzgara dönersin. Sadece kokusu vardır maalesef. Boynu bükük bir çiçek görürsün acaba onu üzen biri mi var diye meraklanırsın. Sokakta gülüşerek oynaşan çocukları seyreder, sek sek oynayan beyaz kurdeleli saçlı kızın mutluluğundan onun adına sevinebilirsin. Tüm güzellikler onu betimler, tüm hüzünler seni endişelendirir. Dünya dönüyor ama o var oldukça dersin. Dünya dursa kıyamet kopsa, o oralarda son nefesini verdi, ondan dersin.