10 Ağustos 2011

KADIN




Kadın renktir; bulunduğu yer renklenir. Kadın temizdir, saftır; yaşadığı evi, çocukları temizdir ve sağlıklıdır. Kadın eksiğimizdir; varlığı ile bizi tamamlar. Kadın erkeğin erkek olma amacıdır; varlığı erkeğin hayatına anlam ve sorumluluk katar.
Kadın erkeği bir rüzgâr bilendir. Hangi yönde eserse essin bir yelken gibi doldurur onunla kendi içini ve götürür yine kendi istediği yöne gönül teknesini.

Kadın zariftir, zarafeti erkeği taçlandırır. Taçsız krallara benzer gerçek bir kadını olmayıp çok kadınlı olan erkekler. Daha fazla güç isterler iç huzur için ama aynadaki taçsız görüntüleri yıkar onları, aynalardan korkar gezerler. Tahtları bile değersiz kılar kadın yokluğu ile.

Kadın aslandır pençelerini gerektiğinde tereddütsüz çıkaran. Blöf yapmaz erkek gibi karşısındaki caysın diye. Çıkmış ise pençeleri, görevini yapmadan geri girmez içeri. Kadın affetmez gururu incinmişse.
Kadın, kadın olmayı sevendir. Kadınlığından mutlu onu kullanmasını bilendir kadın. Erkeği rakip gören kadın, erkeği alt edebilirler elbette, ama bu kadınlığından vazgeçmesine neden olur.

Kadın istediğine erkek olmaya tenezzül etmeden, sadece kadınlığı ile sahip olabilendir.

Kadın doğuştur, başlangıçtır. Hayata hayatlar getirendir. Karşılıksız sütüyle yavrusunu besleyendir.

Hayata hayat getirdiğinde, kendi hayatını hiçe sayandır kadın. Yavrusu için hem kederde hem de sevinçte gözyaşı döker kadın. Kadın hayata gülümseme getirirken acı çeken ve ağlayandır.
Kadın hediyesidir Yaratanın erkeğe verdiği. Ona kadını verirken, erkekliğini de vermiştir aslında. Kadının varoşlu erkeği var eder koşulsuzca.

Kadını yok sayan erkekliğini yok sayar. Kadını yok sayan, kadının eteğini kendi giymiş erkektir artık.