26 Eylül 2010

Aziz Bey'e Cevabım

Aziz bey ,sözüm sana. Allah seni rahmet eylesin. Seçimler sonrası yine gündeme oturdun. Türk milletinin yüzde 60'ı aptaldır demişsin ya. Referandum sözüm ona tescil etmiş oldu bu lafını. İyisin yine manşet oldun. Ne büyük tespitte bulunmuşsun yaa. Bu tespitini yüzyüze paylaşmak üzere senle beraber bir kişinin daha bugün hayatta olmasını isterdim. Mustafa Kemal Atatürk. Onun o mavi alev gözlerine bakarak bunu söylemeni çok isterdim. Ya gerçi o gözlere bakarak asla bu aciz tespitini dile getiremezdin ama ola ki böyle bir hatada bulunmuş olsan alacağın cevap sonrası acaba hala bu millet bu lafına ve sana değer veriyor olur muydu?

***

Aziz bey, Türk milleti adına sana geç de olsa cevap veriyorum; eğer senin bu dediğine inanacak olursak, senin bu lafını teyit etmiş oluruz.

***

Bugün Atatürkçü ve laik olduğunu söyleyip de senin bu aciz tespitine prim veren vatandaşları da kınıyorum. Türklüğünü yada herhangi bir Türk'ü aşağılayan aynı zamanda Atatürkçü ve ülkesini seven olamaz. Lütfen farkında olmadan vatan haini olmayın. Bir edebiyatçı olmuş diye sizde aldanıp vatan haini olmayın.

***

Aziz bey, size cevabımı, büyük Türk Mustafa Kemal 'in Türk olmak üzere söylediği güzel sözlerden bir kaçı ile bitiriyorum;

"Benim hayatta yegane fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir."

"Türk kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur."

"Türk’ün haysiyeti, onuru ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür."

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.''

"Bizim başka milletlerden hiç bir eksiğimiz yok. Cesuruz, zekiyiz, çalışkanız, Yüksek amaçlar uğrunda ölmesini biliriz."

"Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir. Milletimizde bu kabiliyet ve tekamül var olmasaydı, onu yaratmaya hiçbir kuvvet ve kudret yeterli olamazdı."

***

Herşeye rağmen, ben seni afediyorum Aziz bey. Umarım bu millet ve Atatürk de seni afeder.

***

04 Eylül 2010

Bilen konuşur mu?

Bilen konuşur mu yoksa susar mı?

Bilgiyi taşıyan, yani tefekkür ederek bilgiye ulaşan değil de, tefekkür etmiş kişilerin bilgi paylaşımlarından kopyala yapıştır yapan şahsiyetler konuşmayı sevenlerdir.

Bilgiyi kendi cevher madenlerini kazıp kürekleyerek çıkaran beyinler, her konuda söyleyecek şeyleri olsa da susmayı tercih edenlerdendir.

''Gerçek Bilen'' bildiğinin reklamını yapmaya çok meraklı değildir.

''Bildirileni Bilen'' ise, kendi biliyor edasını yaşatmak adına konuşur, konuşur.

Susmak lazım dinlemek için derler ama susmak dinlemek için değil ''Gerçek Bilen'' olmak için gereklidir.




01 Eylül 2010

Geleceği Okuyanlar


Gelecek sadece sıradan insanlar için vardır. Geleceği okuyabilen özel şahsiyetler için sadece süreçler vardır, gelecek yoktur.

Savaş anında en önemli silah sayılır istihbarat. Silahların düşmandan az olsa da istihbaratın çok kuvvetli ise sen kazanırsın er yada geç.

İş hayatındaki liderlerin de, en büyük silahını istihbarat olarak ele alırsak, buradaki istihbarat tabi ki rakip firmalara yada müşterilere casuslar yollamak yada dinleme böcekleri yerleştirmek olmayacaktır.

İş hayatında liderin gücü geleceği okuyabilmesidir.

En uzak mesafeyi okuyan en güçlüdür. Eğer bu silaha sahip bir liderin şirketinde çalışıyor iseniz ve onu doğru okuyabiliyorsanız öyle manevralara şahit olursunuz ki her biri adeta ünlü bir ressamın tuvaldeki fırça darbelerini andırır.

Resim sonuçlanmadan o her bir fırça hareketinin mahiyetini ve resme ne katacağını izleyici olarak kestirmeniz çok zordur. Ama resim bittiğinde hayranlıkla değerlersiniz her bir fırça darbesini.

''Geleceği Okuyan'' iş dünyasının liderleri esasında ''Geleceği Yazanlardır'' aynı zamanda.